Thessaloniki (Selanik) - Yunanistan
Thessaloniki yani Selanik’te aynı bizim meyhanelerimize benzeyen mekanlar oldukça fazla ve inanın rakı sofrası kurar gibi hiç yabancılık çekmeden memlekettekine benzer muhabbet sofranızı kurabilirsiniz. Yunan yemeklerinin ve mezelerinin bir çoğu bizim mutfağımıza yakındır. Zaten menüye bakınca da Türkçe’den gelmiş isimieri dersiniz. Eh dolmanın Yunan mutfağında adı Dolmaki olunca diğerlerini siz düşünün.
Selanik ziyaretim esnasında, mekanı ilk kez yemek odaklı seçmediğimi itiraf etmeliyim. Dolaştığım mekanların çoğunda benzer menüler ve yakın fiyatlar vardı zaten. Özellikle canlı müzik olan bir yer seçmeye özen gösterdim ki madem uzo içilecek, en önemli mezesi Yunan müziği de eşlik etmeli diye düşündüm.
Yunan Meyhanesinde Neler Yenir?
Bu aslında çok ama çok uzun bir konu. Biraz da Yunanistan’ın neresinde olduğunuz çok etkili menüye. Deniz kenarındaki restoranlarda enfes deniz ürünleri bulursunuz ki hepsi usulüyle pişer. Ama klasik meyhane yemekleri ve sofrası için şehrin içerisinde bir yer seçtiyseniz daha farklı yemekleri deneme fırsatınız da olacaktır. Merak etmeyin Yunanistan ile ilgili oldukça sağlam bir gezi rotam, fotoğraf arşivim ve hikayelerim var. Zaman buldukça da hepsini paylaşıyor olacağım.
Yunan Mezeleri ve Salatalar
Yunanistan’da eğer uzo içecekseniz sofradan eksik edilmemesi gereken en önemli eşlikçi Greek Salad olacaktır. Greek Salad bölgesel olarak bazı değişiklikler gösterebilir. Kimisi yeşil biber, iceberg, maydanoz vs ekler, kimisi eklemez. Kimisi Feta peynirini bütün koyar, kimisi doğrar ya da elle ufalar. Ama temelde ince kıyılmış yarım halka kırmızı soğan, domates ve salatalık küpleri ile hazırlanan bizim Çoban Salata modelidir. Süslemede zeytin ve/veya turşu kullanılır. Sızma zeytinyağı buram buram kokar.
Mezeler konusunda gittiğimiz mekanın menüsünde karışık bir meze tabağı seçeneği görünce tercih ettik hemen. Bu tür fırsatlar olunca kaçırmamanızı öneririm. Hem ekonomik oluyor, hem de bir çok lezzeti bir arada tatma fırsatı buluyorsunuz. Tabak içeriğini aynen yazıyorum. Tzatziki, Kopanisti, Russian Salad, Beetroot Salad, Eggplant Salad, Hungarian Salad.
Tzatziki sanırım en bilinenlerden. Yunan usulü cacık. Bizim memlekette süzme cacığa karşılık gelir desem çok yanılmış olmam diye düşünüyorum. Kopanisti ise Florina biberi ve Feta Peyniri ile yapılan bir Yunan mezesidir. Russian Salad bizim de sevdiğimiz klasik rus salatasıdır. Beetroot salad, kırmızı pancar salatası ve Eggplant Salad ise klasik patlıcan salatasıdır. Hungarian Salad ise Macar usulü bir meze olup, Yunanistan’da bir çok meyhanede bulabileceğiniz bir seçenektir.
Bu arada bu mezeler ve ana yemekler için sofraya muazzam bir ekmek geldi. İşletme bu ekmeği özel üretmekteymiş. Bizim taş fırın ekmeklerinden aşağı kalır yanı yoktu desem yeridir.
Patates Çeşitleri
Menüde patatesler için de bir bölüm vardı ve açıkçası ara sıcak seçeneği gibi gözüktü gözüme. Grandmother’s Sliced Potatoes oldukça farklı bir tarife benziyordu ki siparişe eklendi. Büyükannenin dilimlenmiş patatesi diye çevirince her ne kadar bir şey ifade etmese de içerik enfesti. Patatesler sanki kumpir gibi hazırlanmıştı. Üzerinde bacon, peynir ve baharatlarla fırınlanmiştı ve dumanı tepesinde servis yapıldı. Gerçekten çok başarılıydı.
Ana Yemekler
Menüde oldukça fazla ana yemek ve ara sıcak seçenekleri vardı. Fakat daha önce de belirttiğim gibi bu restoranı seçme sebebimiz Yunan müzikleri eşliğinde uzo içmek olduğu için ana yemek seçimini de sınırlı yaptık. Mezeler bizim için yeterliydi. Ama karnımızı doyuracak ve şişirmeyecek miktarda hafif bir şeyler sipariş vermek daha doğru olacaktı.
Ben listenin başında Thessaloniki’s Meat Ball görünce düşünmeden siparişi geçtim. Eh Selanik’e kadar gelip de Selanik Köftesi yemeden dönmek olmazdı. Kömür ateşinde pişmişti ve yanında kırmızı sogan ile geldi. Köfte ve soğanların üstüne de bolca kekik serpilmişti. Benim uzo yanına aradığım lezzet buydu aslında. Doyuracak ama şişirmeyecek miktar ve lezzet.
Diğer ana yemek siparişimiz için tavsiye istemeye karar verdik. Öyle ya mekanın kendine özel bir yemeği ya da tabağı olabilirdi ve ben açıkçası böyle yemekleri pek kaçırmayı sevmem. Garsona uzo yanına nasıl bir ana yemek beklentim olduğunu belirttim seçim öncesi. O da menünün Fried Platters bölümünden Traditional Mixed Platter from Naousa önerdi. Bu yemek bir sahanda servis ediliyordu. İçinde domuz eti, tavuk, sosis, pancetta (domuzun karın bölgesinden hazırlanan özel bir et ürünü) ve mantar vardı.
Uzo Seçimi
Mekanda 2 çeşit uzo vardı. Mageia ve Plomari. Minik 50 ml şişelerde servis yapıyorlardı (dikkat edin 50 cl değil yani uçak boyutu) Turistler çok tercih ediyorlarmış ve şişeyi bitirdikten sonra hatıra olarak ülkelerine götürüyorlarmış. Aslında güzel fikirdi ve 1 kadeh uzo fiyatı olarak da bakınca abartılı bir fiyatı yoktu. Tabi ki sonrasında diğer uzoları da deneme fırsatı yakaldık ama bu restorandaki macera buraya kadardı.
